15 Mart 2007 Perşembe

Filografi... O da ne? ;)

Farklı işlerle uğraşmak beni hep cezp etmiştir. Az yapılanı öğrenmek, yeni hobiler edinmek, güzel ve yeni ürünler ortaya çıkarmak. 2 sene önce ismini duyduğum ve ilgimi çeken filografiyi ancak bu sene öğrenmeye başlayabildim. Genelde ismini bilinmeyenler tarafından duyulduğunda “o ne ki?” “filoloji gibi bir şey mi?” diye tepkilerin verildiği filografi ne olduğu öğrenildiğinde de çoğunlukla ilgiyle ve merakla karşılanan bir sanat dalı. Çiviler ve teller filografiyi filografi yapan iki önemli öğe. Usta ellerden çıkmış bir tabloya bakıldığında tel ve çivinin birleşiminden bu kadar güzel eserler mi çıkar dedirtecek kadar etkileyici bir sanat bana göre. İşte o usta ellerin Türkiye de bilinen tek ustası, bu sanatın yayılmasına vesile olan kişi Saim Devrilmez. Yaklaşık 40 yıldır uğraştığı bu sanatın inceliklerini, bildiklerini öğretme gayretinde olan bir üstad.



Saim hocanın yetiştirdiği birçok kişi Türkiye’nin farklı yerlerinde bu sanatı yaymak adına dersler vermekte.Ben bu sene filografiyi öğrenmeye Banu Hocayla başladım ve 6 aylık bir dönemde azınsanmayacak şeyler öğrendiğimi söylemeliyim ama tabi ki öğrenmek bitmek tükenmek bilmiyor, öğrenmek istenilsin yeter ki ;)